ÖRNEĞİ OLMAYAN BİR KURULUŞ : İŞ BANKASI MUSTAFA AKAY

2016 yılının Ocak ayında Recep Tayyip Erdoğan’a faşist yakıştırmasını ilk yapan kişi olan Yiğit Bulut, ortaya attığı hesapsız kitapsız bir laf ile CHP üzerinden İş Bankası’na saldırmıştı.

O günlerden bu yana ülkemizde rejim de değişti ve tek adam düzeni geldi.  Ekonominin tepe takla gittiği şu günlerde Katar’ın hibe ettiği uçak gündemin  baş  konusu olunca, gözleri başka alanlara kaydırma amacıyla  T. İş Bankası konusu ortaya atıldı. Konuyu gündeme getiren bu kez jöleli değil patronu oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin her şeyi olan Cumhurbaşkanı sanki tehdit eder gibi ” İş Bankası’ndaki CHP hisseleri hazineye aktarılmalı” dedi.

T. İş Bankası’nın nasıl kurulduğunu, CHP’nin bu hisselerden hiç bir pay almadığını, vasiyetlere hiç bir şekilde müdahale edilemeyeceğini bilmeyen bir kişilik değildi bu sözleri eden. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin başıydı. Üzücü olan da buydu.

T. İş Bankası’nın yapısı incelendiğinde, dünyada örneği olmayan bir kuruluş çıkar karşımıza.

Türkiye İş Bankası’nın CHP ile parasal hiç bir ilişkisi yoktur. CHP, Atatürk’ün vasiyeti gereği %28.09 hisse dolayısiyle yönetimde yer almaktadır. Bankanın elde ettiği kârdan dağıtılan temettü tamamen Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na verilmektedir.
Bankanın 11 tane yönetim kurulu üyesi vardır. Bu 11 üyenin 7 tanesi BASİSEN tarafından belirlenmektedir.( BASİSEN çalışanların sendikası) Belirlenirken de, çok demokratik bir yol izlenmektedir. Bankanın %40.15 hissesine sahip olan emekliler ve çalışanlar BASİSEN yöneticilerini seçmekte, sendika da yine çalışan ve munzam sandığın görüşünü alarak yönetim kurulu üyelerini belirlemektedir. Durum böyle olunca, yönetimde BASİSEN’ın ezici bir çoğunluğu oluşmakta, alınan kararlarda CHP’li dört yönetim kurulu üyelerinin çok fazla etkisi olmamaktadır.
Durum Yiğit Bulut’un ortaya attığı  dediği gibi değildir. Her ne kadar İş Bankası Türkiye’de benzeri olmayan bir yapıya sahip özel bir banka ise de kamu bankası sayılır. Çünkü, sermayesinin %31.76’sı halka açıktır. Yani milletindir.
İş Bankası, Cumhuriyetin ilk ulusal bankasıdır aynı zamanda. Merkez Bankası olmadığı için bu bankanın görevini de üslenmiştir.
Atatürk, zamanında kurulan bankalara baktığımızda, kazanılan ulusal bağımsızlık savaşının, ekonomik zaferle taçlandırılması da amaçlanmıştır. Emlak Bankası, Merkez Bankası, Sümerbank, Etibank, Denizcilik Bankası, Halk Bankası, İller Bankası gibi bankaların kuruluşlarının altında yatan temel amaç budur. Yani, ülkenin kalkınması, gelişmesi, ekonomik bağımsızlığa kavuşmasıdır.

Çok farklı yapısıyla Türkiye’nin en büyük özel bankası olan Türkiye İş Bankası hem ülke de hem de dünyada Türkiye’nin prestijlerinden birisidir.
İş Bankası öylesine geniş bir yelpazeye sahiptir ki, bu bile başlı başında sahip çıkılmasını gerektirir. 50 bin çalışanı, 24 bin 500 emeklisi, 71 direk, 53 dolaylı iştirakiyle binlerce kişiye ekmek kapısıdır. Ve, bu bankanın en büyük ortağı da %40.15 oranıyla, emeklileri ve çalışanlarıdır.
Merkez Bankası dahi bulunmayan bir ülkede ticaretin ve sanayiinin gelişmesinin temelini de atmıştır İş Bankası. Türk esnafının, tüccarının, sanayicisinin doğmasına neden olmuştur. Yabancıların elindeki Osmanlı Bankası hegomanyasından Türk halkını kurtarmıştır.
Türk ulusu, İş Bankası sayesinde sanayiyle tanışmıştır. Cam, şeker, dokuma, maden, liman, kömür gibi alanlarda girilen iştiraklerle Türk Sanayiisi oluşturulmaya çalışılmış ve bunda  başarılı  da olunmuştur.
Ufku ve vizyonu geniş olan Atatürk, Türkiye’nin bir an önce kalkınması için bu alanda da önder davranmış ve Celal Bayar’a İş Bankası’nı kurdurmuştur. Ve, bu bankanın içişlerine hiç bir zaman siyaset bulaştırılmamıştır. Bankanın başarılı olmasının nedenlerinden birisi de budur.

4 milyar 500 milyon ödenmiş sermayesi ile devasa bir kuruluş olan İş Bankası hiç bir bankayla karıştırılmamalıdır. Hele hele zamanında Yiğit Bulut’un kıyasladığı Bank Asya gibi kolayla el konulabilecek bir banka  değildir İş Bankası… Her bankanın bir sahibi vardır. Akbank Sabancı’nın, Yapı Kredi Koç’un, Garanti Şahenk’in, İş Bankası milletindir.
İş Bankası hayatın her alanında, halkına hizmet etmede kusur etmemekte, kılı kırk yararak çalışmaktadır.

T. İş Bankası, bu millete Mustafa Kemal Atatürk’ün  emanetlerinden birisidir. Aynen Türkiye Cumhuriyeti,  Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Gazetesi gibi…Mustafa Kemal Atatürk düşmanlarının hedefinde hep bu kuruluşlar olmuştur. Yakın zamanda, Cumhuriyet Gazetesi bir işgalden kurtulmuş ve yeniden kuruluş ayarlarına dönmüştür. İş Bankası’nı şimdiye kadar ele geçiremeyenler, elbette kötü emellerini her daim taze tutmaktadırlar. Emekçilerin olduğu her yere saldıranlar elbette böyle bir yapıyı içlerine sindirememektedirler. Hiç örneği yoktur. Çünkü, çalışanlar ortaktır, halka dağıtılan hisselerle millet ortaktır, devlet ortaktır. En önemlisi Atatürk’ün hisselerinin geliri yine Atatürk’ün iki kurumuna gitmektedir. CHP sadece yönetim bazında temsil edilmekte, ancak gözetim görevi yapmaktadır.

Sanki bir özyönetim tarzıdır bu. Ülkeye de böyle bir yönetim gider aslında.

Bu bankanın bir özelliği de ülkemizde tasarruf bilincini oluşturmasıdır. Türkiye, tasarruf bilincini bu banka vasıtasıyla sağlamıştır. Çocuklar için kumbara geleneğini başlatan ve bu bilinci aşılayan İş Bankası’nın Yiğit Bulut’un iki yol önceki önerisini gündeme getiren tek adamdan etkilenmeyeceği  kesindir. CHP’nin hisselerinin hazineye devredilmesini istemek, Varlık Fonu vasıtasıyla  bir değeri ele geçirmek amacını gerçekleştirmek içindir. Yandaş ve yalakalar; ülkede yaşanan yolsuzlukları ve hırsızlıkları böyle asılsız iddialarla unutturabileceklerini sanabilirler. Bunlar, beyhude çabalardır. Onların tek amaçları vardır, Halk Bankası gibi, Vakıflar Bankası gibi, İş Bankasını da hortumlamaktır. Buna Türk Halkı izin vermeyecektir.