MÜKELLEFİYET VE YENİCE

MUSTAFA AKAY

Emeğin başkenti denirdi eskiden… Yurdun dört bir yanından gelmiş konuklarını Zonguldaklı yapmıştı… Türkiye’nin Almanya’sı sayılırdı. Öylesine güçlü idi ki, bir yanında Karabük Demir Çelik, diğer yanında Ereğli Demir Çelik bacalarını tüttürürlerdi. Bartın’da hem tarımı hem de sanayisi ile güç verirdi.

Madenleriyle, demiryoluyla, fabrikalarıyla yayıldığı coğrafyada, emeğin başkenti olmaya hak etmişti… Çünkü, üretirdi…Türkiye’nin kalkınmasında pay sahibiydi. O kara kömür, Türkiye’nin sanayileşmesinde lokomotif olmuştu…Karabük’ün demiri Türkiye’nin inşasında gereğini yapmış, fabrikalar kuran fabrika (Demir Çelik), Türkiye’nin her yerinde harikalar yaratmıştı. Kısacası, Türkiye’den hakkı olan bir ildi..

Böldüler, parçaladılar…

Dağıttılar.

Küçülttüler…

Umutlarını kırdılar…

Cumhuriyetin kazanımlarını bir bir elinden aldılar… Binlerce şehit verdiği madenlerini daralttıkça daraltılar…

Göç alan bir ili göç verir duruma getirdiler...

Siyasetçiler, her konuşmalarında biz Zonguldak, Karabük ve Bartın’ı ayırmıyoruz. Büyük Zonguldak Havzası bizim derler.

Derler de hikâyeden derler. Eski unutulmuştur artık. Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna modu geçerlidir şimdi. Üç ilin milletvekilleri ve siyasetçileri sadece kendilerini ve partilerini düşünerek hareket etmektedirler.

Önümüzdeki günlerde, Zonguldak madenlerine 2000 işçi alınacak. Eski uygulamalara göre, eski bir mükellefiyet bölgesi olan Yenice’ye %10 kontenjan verilmesi söz konusu.

Ancak, şimdi yeni bir hikâye yazdı Zonguldak siyasetçisi. Karabük’ten, daha doğrusu Yenice’den alıma karşı çıkıyor. Madenlerin çıkarılmaya başlanmasıyla birlikte mükellef köy tabir edilen köylerinden madencilerin olduğu bir yerdir Yenice…

1800’lü yıllarda, uygulamaya konulan mükellefiyet 2. Dünya Savaşı süresince, güncellenerek sürdürülmüş ve birçok acı yaşanmıştı.

Mükellef köy, Yenice ve köylerinin kendiliğinden doğmuş bir hakkıdır.

Yenice, her ne kadar Zonguldak’tan ayrılmış ise de, bu gerçeği değiştirmek mümkün değildir.

Zonguldak’ta binlerce Yeniceli yaşamaktadır. Onlar, o iklimle uyuşmuşlardır. Aralarında hiçbir sorun yoktur. Sorunu yaratan çirkin siyasetçidir.

Kaldı ki, önümüzdeki süreçte, madenlerden 3000’e yakın işçi emekliye ayrılacaktır. Bu da yeniden işçi alımını gündeme getirecektir.

Madenlerde çalışmış ve emekliye ayrılmış binlerce işçi vardır. Halen de çok sayıda Yeniceli madenlerde çalışmasını sürdürmektedir.

Mehmet Başaran’ın dediği gibi, “Ağıtlara Yakın Durur Zonguldak”. O ağıtların birçoğunda Yeniceli maden şehitleri de vardır.

Maden Şehitliği olan yerlerin başında da Yenice gelmektedir.

Ülkenin kalkınması ve üretimini artırması için ölüm pahasına çalışarak şehit olan, sakat kalan Yeniceliler, yeni bir işçi alımının kapsamının dışında tutulamaz. Eğer, bu yapılırsa, hak, hakkaniyet, adalet duyguları yıpratılır.

Böyle, bir durumda Karabük siyasetçilerinin sesinin biraz daha fazla çıkması gerekir.

Milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri, sendikalar harekete geçmelidirler.

Ayrıca, ilin siyaset büyüğü denen M.Ali Şahin, Cumhurbaşkanlığı katında gereğini yapmalıdır. M.Ali Şahin’in bu konuda yaptığı açıklama yeterli değildir, muğlaktır  ve günah sağmak bağlamındadır.

Yenice’nin madenlerdeki hakkını savunmak Yenice’nin siyasetçilerinin de görevidir.

Şimdiye değin, böyle bir hareket göremedik. Dileriz, önümüzdeki günler sesler yükselir ve Yeniceli’nin hakkı aranır.