Ülke genelinde bu mevsimde görülen aşırı yağışlar bize bir gerçeği gösteriyor. Doğanın dengesinin bozulması iklimi de değiştiriyor. Hiç beklenmedik bir anda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Gökyüzü bir anda kararıyor ve bir anda taş büyüklüğünde dolu iniyor yer yüzüne. Bu tür yağışlar, yarardan çok zarar getiriyor. Ekine zarar veriyor, araç gerece zarar veriyor dolu yağışları.
Yağmura doyan toprak ememediğini dışarıya fırlatıyor. Bu da bir başka doğal afete yol açıyor. Sel basıyor her yeri.
İnsan oğlu, Allah’ın kendisine verdiği muhteşem doğayı bozmada hiç bir kural tanımıyor. Hava kirliliği, küresel ısınma, doğanın tahribatı beraberinde felaketleri getiriyor.
Bunlardan bir tanesi sel olayı.
Acımasızca tahrip edilen doğada, seller, heyelanlar birbirini ardına geliyor.
İnsan eliyle bozulan doğanın dengesine en basit örneklerden birisi de HES’ler.
Bunun bir örneğini Trabzon Araklı’da yaşadık… Yedi yurttaşımız yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralımız var. Evler, köprüler, yollar yıkıldı. Bir ölçüde mala gelen kayıp giderilir. Ancak, giden canları getirmek mümkün değil. Sadece “geçmiş olsun” diyebiliyor, rahmet dileye biliyoruz
HES’lerin bu ülkenin başına bela olacağını yıllardır söylüyoruz. Ömrü 50 yıl olan HES’ler için milyonlarca yılda oluşmuş doğal güzelliklerimizi heba ediyoruz.
Araklı’daki olayda sel HES borularını patlatıyor ve korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor.
Yenicelinin yıllardan beri HES’e karşı mücadelesi bugünlerde biraz daha iyi anlaşılmıştır sanırız.
Unutmayalım ki; 1991 ve 1998’te yaşadığımız sel olaylarında da Kastamonu’daki HES kapaklarının açılmasının büyük payı vardı.
Yeniceli, lütfen HES’e karşı verilen mücadeleye katkı ve destek ver.
Verilen mücadale Yenice’yi seller almasın, doğal afetler yaşanmasın, güzellikler bozulmasın diyedir.